Kasketçilik mesleğine 11 yaşında başlayan Ali Bozdağ, 65 yıldır kasket dikiyor. Bulunduğu bölgede mesleğinin son temsilcisi ve ondan sonra bu mesleği devam ettirecek bir usta bulunmuyor.
Baba mesleği olan davul ustalığını Samanpazarı’nda sürdüren Süleyman Doğan, 35 yıldır davul üretiyor. Düğünlerin saatlik olarak düzenlenmesi işlerini olumsuz etkiliyor ve eskisi gibi davul siparişi alamıyor.
“Sanatın varsa her yerde bulur seni, sanatın yoksa her yerde sürünmeye mahkumsun”. Bu sözler 1972 yılında çırak olarak başladığı mesleğinde dokuz yıl sonra usta olabilmiş bir kalay ustasına ait. 65 yaşındaki Tuncer Koşar’ın bir gününe tanıklık ediyoruz.
Baki Çavtekin, gündüzleri inşaatlarda yevmiye ile çalışan, akşamları da plastik hurda toplayarak geçimini sağlayan biri. Hayatın basamaklarından dördüncüsünde yani sonuncuda durduğunu söylüyor.
Motorlu kuryelerin bir günü nasıl geçiyor? Hangi zorluklarla karşılaşıyorlar? Neden hızlı gitmek zorundalar? Mesleklerinin artıları ve eksileri olarak neleri görüyorlar?
Erzurum Şenkaya'daki köyün tek atı Şeker. Yıldırım ailesi 10 yıldır baktıkları atlarına kuraklık nedeniyle bakamayacak durumda. Sol ayağı sakat olan Şeker'i meraya salma fikri Yıldırım ailesini üzüyor. At gitsin mi gitmesin mi?
Kalacak yeri olmayan kimsesizler bu otelde kalıyor. Parayla değil vicdanla çalışan bu otel sahipleri tarafından satılıyor. Otelin, gidecek yeri olmayan son müşterisi anlatıyor.
Sokakta satış yaparken bazen sahte parayla dolandırılan, bazen gasp edilen Seyyar tatlıcı Kaan Demiralay'la biraz dertleştik.
İnsan kaçakçıları tarafından 2015 yılında Afganistan'dan Türkiye'ye getirilen 1995 doğumlu Özbek asıllı Afgan Necip Azizoğlu, kendi göç hikayesini anlatıyor.
Emeklilik hayalleri deyince aklınıza gelen ne varsa unutun. 64 yaşındaki Binali Engin, emekli olduktan sonra küçücük bir ev sahibi olabilmek için çalışmaya başlamış. Sağlıklı ve orijinal meyve suyu satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Tek hayali borcunu kapatmak ve ekmek teknesi olan motosikletini yenilemek.
Ankara'nın ayazında, üzeri buzlara kaplı balıklarla çalışmak. Hem de gecenin bir yarısı. Haymanalı Mehmet Süslü, Ankara Balık Hali'nde çalışıyor. Bu zorlu meslek çalışma koşullarından dolayı en fazla 45 yaşına kadar yapılabiliyor.
Çocukluğundan beri replika heykel yapan Şerif Akşit'le dertleşiyoruz.
Ona kopyacı, taklitçi, kalıpçı denmesinden hoşlanmıyor. Belki de gerçekten taklitler aslını yaşatıyor.
Türkiye'nin 80 öncesi yaşadığı siyasi kutuplaşmada öğrenci hareketlerinde rol almış Nevzat Özbay'ın hayat hikayesi. Özbay, bu dönemde işkenceye uğrar ve yargılamalar bittikten sonra da serbest bırakılır. Onun için en şaşırtıcı olay ise kaldığı cezaevinin bir müzeye dönüştürülmesi ve onun da saatçı olarak davet edilmesi olur. Özbay daveti kabul etse de buraya diğer sanatçılar gibi hemen uyum sağlayamaz.
Ankara’nın son bozacısı Mehmet Tuçcu’nun bir gününe tanık oluyoruz. Yeni nesillik 'abi bu ne?' diyecek kadar yabancı olduğu bu geleneksel kış içeceğini seyyar olarak satmaya devam eden Tuçcu, bizi Ankara’nın tarihi semtlerinden Hamamönü’nde bir akşam gezisine çıkarıyor.
“Bizim meslekte güler yüz yok” diyen Arif Altınkaynak, babasından kalma tabut imarethanesinde cenaze hizmeti veriyor. Bize nasıl Ankara Kalesi’nin son tabutçusu olduğunu anlatıyor.
Üniversiteden yeni mezun olmuş bir grafik tasarımcı, Buse Kılıçoğlu. Bitirme tezi olarak hazıladığı üç boyutlu/pop-up masal kitabını yayınlatmak en büyük hayaliydi. Ama yayınevlerinden aldığı olumsuz dönüşler ona sürpriz bir yol açtı.
Saros Körfezi'nde ahtapotçuluk yapan bir balıkçı. Körfeze tatile gelenler onun hayatına baktıklarından 'Bu hayatı yaşıyorsun' demeden edemiyorlar. Ama onun gözünden baktığımızda işlerin o kadar da kolay olmadığı belli.
Orhan ve Ercan Yılmaz kardeşler baba mesleği olan el yapımı yorgan yapıyorlar. Küçücük atölyelerinde yürrttükleri işi yapacak kendilerinden başka usta kalmamış.
Bir balıkçı gemisinde su ürünleri işçsi olarak çalışan Murat Taşkan’la konuşuyoruz. Mesleğe 16 yaşında başlayan Taşkan, “Su Ürünleri Gıda İşleme İşçisi” belgesini 1995 yılında almasına rağmen ancak geçen eylül ayında sigortalı olabilmiş. Meslek hayatındaki 26 yılının sigortasız olduğunu söyleyen Taşkan’ın en büyük üzüntüsü ise emeklilik hakkı için bu yıllarının sayılmayacak olması.
Çanakkale’nin Biga ilçesine bağlı Yolindi köyündeki bir kooperatifte süt toplama işçisi olarak çalışan Gökhan Taşkan anlatıyor. Merası olmayan köydeki yem maliyetleri yüzünden süt de az çıkıyor. Bu maliyetlere döviz kurlarındaki dalgalanmalar da eklenince o da herkes gibi kooperatife borçlanmak zorunda kalıyor.
Necati Tüfekçi ile pandemi döneminde müzisyenlerin yaşadığı problemleri konuştuk. Tüfekçi'nin en büyük derdi özellikle anlam veremediği canlı müzik yasağı.
Ankara'nın son gecekondu bölgelerinden biri olan Kayabaşı’nda bakkal işleten Serdal Çamdal ile sohbetteyiz. Konumuz mahalle bakkallarının hemen hepsinde bulunan veresiye defteri. Çamdal, belediyelerin yardıma muhtaç kişilere dağıttığı çek ya da kartlarla alışverişe bakkalların da dahil edilmesini, sadece büyük marketlerle sınırlı kalınmamasını istiyor. Çünkü bu durum onların işlerinde büyük bir azalmaya yol açıyor.
Ankara’nın tarihi alışveriş bölgesi Çıkrıkçılar Yokuşu’nda 40 yıldır milli kıyafet ve kostüm ticareti yapan Altuğ Gürlek'leyiz. Konumuz ulusal bayram ve benzeri kutlamaların tamamen durduğu bu dönemde sektörün durumu.
Koyunpazarı’nda çay ocağı işletmeciliği yapan Serdar Topuz'un misafiriyiz. Bölge esnafına bir liradan çay sattığını söyleyen Topuz, günde en fazla 250 tane çay satabiliyor. Pandemiden etkilenmesi bir yana şimdi bir de Ramaza boyunca kapalı kayacak. Çözümü ise seyyar pide satışında aramakta.
Tiyatro oyuncusu Muhammed Akbıyık ile sohbete oturuyoruz. Oyunculuğun yanı sıra animasyon, kukla ve Karagöz gösterileri de yapan Akbıyık, pandemi ile birlikte seyircisini kaybetmiş bir sektörün emekçisi olarak iyi durumda değil. Geçimini sağlamak için hamallık yapmak zorunda kaldığını söylüyor.
Bu kez kemençe ustası Metin Yüksel'in misafiriyiz.
Kemençenin diğer müzik aletleri gibi bir standardı olmadığını söyleyen Yüksel bize ustalığın püf noktalarını anlatıyor.
Urla Balıklıova’da geçimini doğadan topladığı kekiklerden sağlayan Servet Denizeri ile konuşuyoruz. Bölgede Hanım Teyze adıyla tanınan Denizeri 30 yıldan fazladır bu işi yapıyor. Son günlerde işini zorlaştıran şey ise eşeğinin çalınması...
Kukla yapımcısı Çağdaş Çakmak ile dertleşiyoruz. Heykel mezunu olan Çakmak, mezun olduktan sonra belli bir dönem işsiz kalmış. O dönemde ağabeyinin hediye ettiği kukla ile yeni mesleğine ilk adımını atmış. On yıldan fazla bir süredir kukla yapıyor. Onu en çok rahatsız eden konu ise 'el emeği' dikkate alınmadan kuklalarının 'pahalı' olmakla eleştirilmesi.
Bu bölümde Urla’dayız. İnternet üzerinden enginar satışı yapan Gülşen ve Buse Epli kardeşler ile konuşuyoruz. Epli kardeşler bu işe pandemi döneminde babalarına ait kahvehanenin kapanmasıyla karar verdiklerini söylüyorlar. Ekonomik olarak zorlandıkları bir dönemde, kendilerine ait tarlada yetiştirdikleri ata tohumu sakız enginarlarını sosyal medyada tanıtarak satış yapmaya başlamışlar.Elbette her şey beklendiği kadar kolay olmamış.
Dertleşme'nin bu bölümünde ağır vasıta eğitmeni Seda Erol ile konuşuyoruz. Yaklaşık altı yıl boyunca otomotiv sektöründe hasar danışmanlığı yapan Erol, önceleri B sınıfına öğretmenlik yaparken daha sonra C ve D sürücü adaylarına da ders vermeye başlar. Ağır vasıta eğitmenliğinde üçüncü yılına yaklaşan Erol’un en büyük şikayeti, erkek sürücü adaylarının cinsiyetçi davranışları.
Bu bölümde çağdaş kukla tiyatrosu alanında çalışmalar yapan Duygu Bayar Ekren ile Ankara'da buluşuyoruz. Türkiye’nin yetişkinlere ait çok güçlü bir kukla tiyatrosu geleneği olmasına rağmen, bu alanın zamanla çocuk eğlencelerinin bir parçası haline dönüştüğünü söyleyen Ekren'in bize anlatacakları var.
Dertleşme'nin bu bölümünde cilt ustası Hasan Kaklı ile konuşuyoruz. Bilgisayarın baskı sektörüne girmesiyle kırtasiyecilerin neredeyse birer matbaacıya dönüştüğünü söyleyen Kaklı, ciltçiliğin artık eskisi gibi öneminin kalmadığını üzülerek belirtiyor.
Bu bölümde motosiklet sürüş eğitmeni Yaren Şatıroğlu ile konuşuyoruz. Üniversite son sınıf öğrencisi olan Şatıroğlu motosiklet ehliyeti almak için katıldığı sürücü kursunda hiç kadın eğitmen göremez ve kendi kendine “neden olmasın” der ve olaylar gelişir.
2014-2019 döneminde Urla’da belediye başkanlığı yapmış olan Sibel Uyar ile sohbet ediyoruz. Başkanlığı döneminde “toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme”ye önem veren Uyar, yerel üretimde kadın girişimciliğini desteklemek için Urla Belediyesi’nin de kurucu ortaklarından biri olduğu Urla Kadın Girişimi Kooperatifi’ni hayata geçmesine öncülük ediyor.
Bu bölümde Umutlu Patiler Derneği’nin kurucusu olan Gülden Yüce ile konuşuyoruz. Yüce önce bakıma muhtaç 13 köpeğe bakarak bu işe bulaşmış. Şimdi 300'den fazla köpeğin sorumluluğu onda.
Geçimini simit ve çay satarak sağlayan Hüseyin Günaydın ile tanışıyoruz. Daha önceleri mobilya ustası olan Günaydın, geçirdiği iş kazası sonucu simitçiliğe başlamış. Tezgahını kurduğu yerde ilk önce sokak kedilerini, daha sonraları ise köpekleri ve kuşları beslemiş. Gün geçtikçe de hem kuşlar hem de köpekler buranın sürekli konukları haline gelmiş.
Ankara - Kayabaşı'nda manav işleten Necla İritürk ve eşi Kadir İritürk ile konuşuyoruz. Bulundukları bölgede 20 yıldır manavlık yapan İritürk çifti işlerinin gidişatından memnun değil. Hem bölge sakininin alım gücünün düşük olması hem de pazarlarla olan rekabete marketlerin de eklenmesiyle satış yapmaları iyice zorlaştığın söylüyorlar.
İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Kuzey Bölge Amiri Abdülkerim Köse ile dertleşiyoruz. Köse'nin en büyük itfaiyeciliğin bir meslek sınıfı olarak tanımlanmaması...
“Hemen hemen her şeyi kurtarıyoruz. İnsan, yaralı insan, normal insan, çocuk, hayvan, bitki... Yani bir nevi yardıma muhtaç kim varsa, nasıl bir canlı varsa onların yardımına koşmaktan çok mutluyuz”. Bu sözler itfaiyeciliğe 2017 yılında itfaiye eri olarak başlayan Kamile Yıldırım’a ait. Bu bölümde onunla dertleşiyoruz.
Dövme sanatçısı Elif Parlak, ülkemizde “dövmecilik” diye bir meslek tanımının bulunmamasından dertli. Parlak’a göre toplumsal önyargıların da bu duruma etkisi çok büyük.
Bu bölümde serbest grafiker Melike Erşan ile konuşuyoruz. Eskiden edebiyat öğretmeni olan Erşan, resim yapma arzusuna uygun olarak meslek değiştirmeye karar verir. Yaklaşık dört yıldan beri stop-motion video üretiyor ve 'freelance' çalışmanın ağır koşulları ile tanışıyor.
Bu bölümdeki misafirimiz “son sandıkçı” Mustafa Bardakçı. 1976 yılında başladığı mesleğine kendi atölyesinde devam eden Bardakçı, el emeğinin değerini yitirmesinden dertli.